14 Mayıs 2009 Perşembe

Kovalam Beach

Son birkaç gün

Pazartesi Kochi'de son günümüzdü. Gün boyunca pek bir şey yapmdık, akşamüstü alkol dükkanından kendimize akşam için bira aldık, dolaba koyup akşam yemeğine gittik. Son gecemizi balkonda sohbet edip bira içerek geçirdik.
Salı günü çok uzun bir güne uyandık. Çarçabuk kahvaltı edip çantaları sırtlandık. Önce tuktukla motor iskelesine gidip, tren istasyonunun olduğu Karnakulam'a geçtik. Yine br tuktuk, 2 saat önceden istasyona vardık. Treni beklerken fark ettik ki Kochi'de acaip kazıklanmışız. Mesela Hindistan telefon hattı için 232 rupinin 222 rupisi hava parasıymış. 10 rupiye hattı şıp diye alabilirmişiz, 1 paket marlboro 180 değil 80 rupiymiş. Bunun üzerine bardak kesmedi bir şişe soğuk su içip yolumuza devam ettik.
Tren yolculuğu gayet keyifliydi, klimalı kompartmandaydık. Yolda Hintli bir kızla arkadaş olduk, adı Tali, 25 yaşında 3 aylık hamile, kocasıyla Goa'da yaşıyorlarmış, ölüm döşeğindeki annesini ziyarete gidiyordu. Kendisi hristiyan kocası hinduymuş. Evlilikleri baya problemli olmuş, kocasının ailesi hala kendisini kabul etmiyormuş. Buralarda farklı kastların evliliği hoş karşılanmıyor hiç dedi. Ama yine de üstesinden gelmişler bir şekilde, yemeğe hangi masalanın konacağı konusunda tartışıyorlarmış bir, birbirlerinin ibadetlerine saygı gösterip eşlik ediyorlarmış. Bebekleri olunca iki dinin de gerektirdiği törenleri yapıp, bebekeri büyünce kendi dinini seçmesine karar vermişler. Goa'ya gittiğimizde bir kahve içmek için buluşucaz.
Tali trenden indikten sonra yanımıza çift olan turistler geldi, burda turist lafı çok önemli, bir gezginiz onlar turist... 2 haftalığına gelmişler, ve herşeyi iğrenç ve pis buluyorlar. İşin ilginç tarafı kendini İngiltere'den diye tanıtan kız kökleri açısından gayet Hintli. Trende tuvalete gitmeye karar veren sevgilisine, vaaaay çok cesursun filan diyor. Ulan kaltak maden beğenmiyorsun köklerini gelme buralara da benim sinirimi hoplatma. Neyse banane di mi...
Trivandruma 18:30'da vardık. Destinasyon Kovalam. Atladık bir halk otobüsüne, totomuzdan ter aka aka yarım saatte vardık Kovalam'a.
Birkaç hotelle pazarlık edip, gecesi 300 rupiye o an için gayet güzel bir yer bulduk. Burası zengin turistlerin mekanı, Kochi'den daha pahalı. Ama biz şu an düşük sezon olduğu için şanslıyız. Kovalam resortlarla dolu, 2 tane sahili var, deniz çok dalgalı ama çok güzel, baya bir sörfçü var erafta. İnsanlar çok arkadaşça değil, Kochi'de tanımadığımız 50 insana selam veriyorduk hergün, burda ise yanımıza gelen 50 satıcıya selam verip hayır bir şey istemiyoruz diyoruz. Kovalam'ın benim için en büyük özelliği 9 sene önce hosteslik yaparken geldiğim ve ilk Hindistan deneyimim olduğu için beni çok etkilemiş olan mekan olması. Buraya gelene kadar buranın orası olduğunu bilmiyordum. Görünce çok sevindim çünkü birgün buraya tekrar gelicem demiştim kendime.
Buradaki 2.günümüzde yine taşındık, aynı fiyata denize sıfır bir yerde kalıyoruz. Şimdiye kadar kaldığımız en temiz mekan, denizden sürekli rüzgar estiği işin öyle sıcak değil. Burda ilk kaldığımız yerde tv vardı, film kanalında ramboyu izledik hatta, bu mekanda ise televizyon yerine, deniz feneri ve muhteşem beyaz köpüklü dalgalar var!
Dün akşam odamızda çamaşır yıkayıp astık, daha önce yıkamaya vermiştik ve 200 rupi ödemiştik, artık yok öyle hovardalık... Gün aşırı çamaşır yıkamaya karar verdik... Böylelikle haftaya yanımıza gelecek olan annemle bir sürü kıyafet geri yollayıp çantamızı hafifletebiliriz.
Burada en çok hoşuma giden şey ki aynısı Kochi'de de vardı, gün batımına yakın birçok Hintli ailenin çoluk çocuk gelip sularla oynayarak gün batımını seyretmesi. Harika fotoğraflar var etrafta!
Yarın Kanyakumari'ye yola çıkıyoruz, burdan 100 km. uzaklıkta. Ayın 16sında Pedro'nun Lizbon'dan tanıdığı Hintli arkadaşının nişan partisine katılıcaz. 20sinde ise düğün var.

1 yorum: